OYUN
Oyun, enerji fazlasını atma, benzetmece içgüdüsünü doyurma, bir gevşeme ihtiyacını tatmin etme, hayatın ondan talep edeceği ciddi faaliyetlere hazırlık antrenmanı, insanın benliğine sahip çıkmasını sağlama , egemenlik kurma arzusu , yarışma arzusunu giderme veya oyun , zararlı eğilimlerde masum bir şekilde kurtulma yolu,gerçek hayatta gerçekleştirilmesi imkansız arzuların bir bulmaca aracılığıyla yatıştırılması ve böylece kişisel benlik duygularının korunmasının sağlanması şeklinde bir çok anlamlar verilerek ifade edilmektedir . Bütün bu tanımların ortak noktası ise ; “oyunun oyun olmayan başka bir şey karşısında ortaya çıktığı ve bazı biyolojik beklentilere cevap vermesi oluşturmaktadır . ( Huizinga , 1995 , s.17–18; And , 1974 , s.14 )
Oyun açık veya kapalı alanlar gibi her türlü mekânda uygulanabilirliği , araçlı - araçsız bireysel-grupsal, müzikli-müziksiz, sert-yumuşak, yarışmalı, yarışmasız şekilleriyle aktif veya pasif gerçekleştirilebilen çeşitliliğiyle önemli bir boş zaman değerlendirme etkinliği görünümündedir.
Huizinga “Oyun bir şey için mücadeledir” veya “bir şeyin temsilcisidir” şeklinde iki esasa indirmektedir. Salzmann “Oyun çocuğu lidere bağlayan bir zincirdir.”
Salzmann “Kim ki çocuklarla oynamayı bilmiyor ; ve bu eğlencelerin kendi haysiyetinin aşağısında olduğuna kanidir , o zat mürebbi olmamalıdır.”
Lahn , “Oyunlar, jimnastiğin esas bölümlerinden sayılır. Oyunsuz jimnastik olmaz.”
J. J. Rousseau ise olaya daha detaylı bakmaktadır: “Çocuğun bedenini daima işletiniz; onu akıllı , muhakemeli yapmak istiyorsanız , bedenen güçlü ve salim yapmak lazımdır . Çocuk çalışsın, koşsun, bağırsın, daima harekette bulunsun; vücutça dinç bir adam olsun, sonra fikren de dinç olur.”
Fenelon ise eğitim açısından önemine değinir : “Ben, birçok çocuklar gördüm ki okumayı oyunla öğrenmişlerdir.”
Eflatun ( Platon ) “Çocuk, oyunla büyümelidir.” der.
Oyunun önemi gelecektedir; oyun, çocuğun ileride ne olacağını gösterir.
Baden-Powell: “İzcilik örgütlenmiş bir oyundur.”
Küçük İzcilikte Oyunun Yeri ve Önemi
“İzcilik, örgütlenmiş bir oyundur” der, Baden-Powell.
Oyun bir eğitim yoludur.izciliğin kuramsal ve uygulamalı çalışmaları yanında oyunlara da yer verilmelidir. Oynatacağımız her oyun eğitsel bir amaç taşımalıdır. Aynı oyun tekrar tekrar oynatılmaz . Aksi takdirde bu yaştaki çocuğu oyundan soğutmuş olur. Aynı zamanda, oyun, güzelliğinden ve eğitsel ağırlığından uzaklaşmış olur.
Oyunlar çocuğun biriken enerjisini değerlendirmeye, bu enerjiyi eğitsel biçimde boşaltmaya yarar. Bu özelliğinden yararlanarak, izcisini daha iyi tanımasına fırsat doğar.
Oyun Çocuklara;
1- Kurallara uymayı.
2- Yardımlaşmayı.
3- Saygılı olmayı.
4- Kaynaşmayı.
5- Kırıcılığı yok etmeyi.
6- Kişi haklarına saygılı olmayı.
7- Tertip, düzen ve temizliği.
8- Bedensel, ruhsal,sosyal yönden gelişmesini sağlar.
Oyunun bu yaştaki çocuklar üzerinde sayılmayacak kadar güzel etkileri olduğu bilincinden hareketle, Küme başının çok aktif olması gerekir.
Oyun Küçük İzcilik Çağındaki Çocuklara Neler Kazandırır?
1- Bedeni kabiliyetlerini arttırır,neşeli olmalarını sağlar.
2- Çabuk karar verme yeteneğini geliştirir.
3- Kendi kendisini idare etmesini sağlar.
4- Sebat etmeyi,disiplinli olmayı sağlar.
5- Arkadaşlarına yardım etmeyi sağlar.
6- Oyun kurallarına uymakla,kurallara uymayı,itaatli olmayı sağlar.
7- Uygulamalı çalışmalar için kolaylık sağlar.
8- Çalışmaların önemini arttırır.
9- Çalışmaları cazip hale getirir.
10- İzciler arasında birlik ve beraberlik ruhunu kazandırır.
11- Temiz bir rekabet kazandırır.
12- Fiziki kondisyonu arttırır.
13- Neşe ve eğlenceyi temin eder.
14- Karakter oluşumunda sonsuz yarar sağlar.
15- Cesaret ve moral verir.
16- Tatbiki ve pratik bilgileri arttırır.
17- Bedensel ruhsal gelişimi sağlar.
18- İzcinin deşarj olmasını sağlar.
19- Kanalize etme. (İstenilen yöne sokma.)
20- Taşkınlıkları önler.
21- Eğitime hizmet eden en büyük etkendir.
Küçük İzcilikte Oyunlar:
1- Dikkat,
2- Test,
3- Dinlenme,
4- Öbek yarışmaları,
5- Kümece oynanan oyunlar,
6- Müzikli oyunlar,
7- Mahalli halk oyunları,
8- Monologlar,
9- Kim oyunları.
10- Stafetler (engelli) yarışmalar.
11- Dinlendirici oyunlar.
12- Test oyunları (düğüm yarışmaları).
13- Arazi oyunlar (Hazine bulma). Vb. gibi.
Tüm bu güzellikleri yanında oyunlar ; eğitici ve kurallarına uyulmadan oynanmaya başlanırsa, istemediğimiz sonuçlar çıkabilir. İşin bu yanını da göz önünde bulundurmak küme başına düşen en önemli görevlerden biridir.
Oyun Oynarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
Oyun gelişi güzel olmamalı, oynatılmamalıdır.
Oynatılacak oyun daha önceden seçilmelidir.
Oyun yerinin seçimine dikkat edilmelidir.
Oynatılacak oyun, çocuk için ağır olmamalı, tatbiki kolay basit kurallı ve cazip olmalıdır.
Çocuk oyunu bırakmadan lider bıraktırmalıdır.
Oyunda disiplin olmalıdır.
Oyunda hile olmamalıdır.
Oyunlar kazanmak hırsı ile oynatılmamalıdır.
Daha önceden oynanan oyunlar değişik şekilde oynatılmalıdır.
Oyun bittikten sonra çocuklar iştahsız bir şekilde ayrılıyorsa yeniden hareketli ve kaynaştırıcı bir oyun oynatılmalıdır.
Oyundan beklediğimiz eğitsel sonucu alabilmek için , oyunların en ince ayrıntılarını düşünmek ve hazırlamak zorundayız.
Liderin oyun dağarcığı zengin olmalı.
Oyunlarda Genel Kurallar
1- Oyunda disiplin olmalıdır.
2- Hile yapılmamalıdır.
3- Sadece kazanma hırsı ile oynanmamalıdır.
4- Eğlendirici olmalıdır.
5- Oyun yarıda bırakılmamalıdır, sonuç alınmalıdır.
6- Gerektiğinde ödüllendirilmelidir.
Oyun Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyiz?
1- Oyunun amacı.
2- Oyuncuların yaş ve özellikleri.
3- Oyuncu grubunun cinsiyeti.
4- Çevresel koşullar.
5- Oyuncu sayısı.
6- Oyun süresi.
Ayrıca;
1- Hangi oyunu oynatacağı.
2- Oyunla ilgili bilgiler verilmeli.
3- Ne gibi malzeme gerekli olduğu belirlenmeli ve hazırlanmalı.
4- Nasıl bir ortamda oynanacağı tespit edilmeli.
5-Takımlar denk kuvvette olup olmadıkları tespit edilmelidir.
Oyunlar, temel şekilleri içinde bütün çocuklar tarafından bilinçli bir şekilde oynanabilecek duruma gelinceye kadar tekrarlanmalı , gelecek derste değişiklik yapılarak tekrar edildikten sonra, zorlaştırılıp sağlamlaştırılır. Tabii bu andan itibaren, seçilmiş olan oyun anlamını kaybetmiş oluyor.Örneğin: “sıralamak”.
Temel dizilişlerde bulunan gruplar komutla birlikte birbirlerine dokunmaksızın oyun sahasına koşarlar. Düdük veya el çırpma ile herkes gruplarına koşarak yerlerini alır. Hangi grup arka arkaya düzenli bir şekilde yer alacak?
Değişik olanaklar:
Çıkış yerlerindeki şekil değiştirilir.(Grup, çizgi, daire)
Çıkış yeri değiştirilir. (Banklar, minderler...)
Çıkış dizilişi değiştirilir. (Ayakta, çömelik, oturmuş, sırt üstü)
Öğrenci Oyunlarında Ceza
Öğrenci oyunlarından sonra verilecek cezalar amaç değil, oyuna heyecan vermek, disiplini sağlamak, öğrenciye başarı, galibiyet zevkini tattırmak için birlikte kararlaştırılıp kullanılacak bir sembolden ibarettir. Çoğu zaman oyun neşeli, zevk içinde oynanıp bitirildikten sonra,cezası baştan saptanmış olsa dahi öğrencilerden “Affedelim!..” teklifi gelir.
Cezaların eğitsel değer taşımasına , elde edilen haz ve neşeyi yitirmemesine, nihayet öğrencinin bedensel, ruhsal ve ahlaksal gelişimlerine kötü bir etkide bulunmamasına çok dikkat edilmelidir. Ceza, adil olmalı. Kişiye, bedene, çevreye zararlı olmamalıdır.
Cezaların komik, neşe saçacak, eğlendirecek nitelikte olması gerekir. Zira hiçbir kimse, bir yetersizliğinden, dikkatsizliğinden ötürü sınıf toplumu,hele öğretmeni önünde cezalanmak için oyun oynamaz. Eğer oyuna başlamadan, sonunda şu ağır ceza verilecek diyelim, hiçbir öğrencide değil neşe, sevinç kalması, oyuna katılmak isteği bile kalmaz. Bazen öğrencilerde muziplik olsun, bana ceza verilsin, diye oyun kuralları dışına çıkma görülürse de bu, pek azdır.Bunlar cezadan ziyade, uyarılarla oyuna uydurulması, hatta gerekirse yoksun edilmesi gerekir.
Oyun sonlarında daima ceza değil, ödüllendirmek de istenir. Takım veya birey takdir edilecek bir başarı kazanmışsa, esirgenmemeli, zamanında bizzat öğretmen tarafından değerlendirilmeli, sınıfa duyurulmalı, değerlendirmeye iştirak ettirmeli. Bu, genellikle alkışla olur. Bazen de izci çalışmalarında uygulanan aşağıdaki sınıfça değerlendirme şekli kullanılabilir.
Bravo Çekme
Öğrenciler, oyun oynadıkları biçimde kalırlar. Öğretmen, şu takıma veya falan arkadaşınıza, “Bravo!..” deyince, tüm öğrenciler:
Bellerini hafif öne bükülerek, sağ kollarıyla, sağdan sola doğru, önlerinde yarım daire çizerler ve her çizişte de, hep bir ağızdan, uzun uzun: “Bravo!.. Bravo !.. Bravo!..” derler, sonra üç defa gene bellerini bükerek ellerini çabuk çabuk dizlerine vururlar ve her vuruşta da, “Bravo!.. Bravo !.. Bravo!..” derler.
Oyun Sonlarında Verilecek Eğitsel Cezalardan Birkaç Örnek:
1- İnsan veya hayvan taklitleri.
2- Şiir, masal, fıkra, şarkı söylemek.
3- Kısa mesafeli yürüyüş ve koşular.
4- Sınıfı, bahçeyi temizlemek, sulamak.
5- Bahçedeki çiçekleri, fidanları sulamak.
6- Sınıf kitaplığından okunan bir hikâye kitabını anlatmak, eğitsel sonuç çıkarmak.
7- El öptürmek.
8- İçecek su getirtmek.
9- Tek ayaktayken ayakkabı çıkarmak,giymek.
10- Ayna olmak: Cezalı, istenilen-komiklere gönderilir- üç arkadaşının önlerine gider, onlar ne yaparlarsa, aynen tekrar eder.
11-Musluk olmak: Oyunu kazanan öğrenci veya öğretmen, cezalıyı yanına çağırır ve şöyle der:
“-Dün evimizde sular kesilmiş, haberim yoktu, musluğu açtım, ileri, geri çevirdim (böyle derken, cezalının burnunu tutar, sağa sola oynatır) su akmıyor. Öteki musluğa gittim (kulağını tutar) onu da çevirdim (sağa sola büker) su gene akmıyor. (“akmıyor değil mi?” diye sınıf öğrencilerine tutuğu kulağı gösterir.) Her halde ana musluk bozulmuştur, dedim ve ona gittim (başını tutar cezalının) onu da sağa, sola çevirdim, nafile, o da akmadı.... Der ve bırakır.
Oyun sonu, verilecek bu cezalar daha da çoğaltılabilir. Yukarıda da ifade edildiği gibi cezalar, öğrenci kişiliğini sınıf toplumu önünde yitirmemeli, verilen cezayı öğrenci gerçekten bilmiyor ve yapamayacaksa, mutlaka değiştirmeli, hatta yapabileceğini istemeli. Ceza kurallarından birisi de, cezada adil olmaktır. Farklı davranışlardan kaçınılmalıdır.
En önemli hususlardan birisi de; cezanın, oyunun neşeli, disiplinli ve güzel olması için kendileri tarafından ortaya konulduğunu öğrencilere açıklamalı, gereğine inandırmalıdır.